05 Haziran 2016 5207 0 İŞ ANALİZİ Hakan Aksungar
İnsanın içindeki potansiyele her zaman inanan biri olarak, her şeyin insanlar tarafından hayata geçirildiğini ve anlamlandırıldığını düşünürüm.
Bernard Shaw insanları 3 kategoriye ayırmış,
- Bir şeyleri gerçekleştirenler,
- Gerçekleşen şeyleri seyredenler,
- Gerçekleşen şeylere hayret edenler,
- Bir de dünyanın her yerinde, ne yazık ki olan bitenin farkında bile olmayanlar var…
Ben bu görüşe katılmakla birlikte, çok fazla önyargılı olmayı ve insanları kategorize etmeyi sevmiyorum.
Bizler, hepimiz elbette kendimizi birinci kategori de tanımlıyoruz.
Çünkü bir şeyleri gerçekleştirmek, hedeflerimize ulaşmak, kendimizi gerçekleştirmek istiyoruz, dünyaya bunun için geldiğimize inanıyoruz. Bu yüzden eğitimlere, seminerlere katılıyor, danışmanlık, koçluk hizmetleri alıyoruz. Başkalarının birikimlerinden, deneyimlerinden, fikirlerinde yararlanmaya, kendimizi, geliştirmeye çalışıyoruz. Bizler yeteneklerimizi geliştirerek fark yaratmaya çalışıyoruz. Şayet yetkinliklerimizi geliştirebilirsek, tek düzeliğin ötesine geçerek fark yaratabilir, yaşadıklarımıza daha fazla değer katarak, hayatımızı daha da anlamlandırabiliriz.Yeter ki kendi niteliklerimizin bilincinde, kendi gerçeklerimizle örtüşen, bizi geliştirecek doğru hedefler seçelim ve her aşamada tercih edeceğimiz doğru yaklaşım ve yöntemlerle kaynaklarımızı ve zamanımızı daha doğrusu hayatımızı kurgularken fark yaratmayı benimseyelim. Bizler kendimizi değerlendirirken hep geçmişte neler yaptığımıza bakarak değerlendiriliyoruz. Örneğin, özgeçmişlerimizde (CV) yazan veriler, başarılar, deneyimler, aldığımız ödüller, başkalarına göre bizleri tanımlıyor; İşte bu geçmiş verilere ve bilgilere bakarak bizlere uygun koşullar ve fırsatlar verildiğinde içimizde taşıdığımız potansiyeli, gerçekleştirme kapasitemize sahip olduğumuz potansiyel gücü ortaya koyabileceğimiz üretkenliğin, verimliliğin sınırlarını ne kadar aşabilir diye ileriye doğru bakmak gerekir. Eğitimden amaç, bireyi nitelikli ve bilinçli kılmak yeteneklerini açığa çıkartmak, var olanları geliştiremk, yenilerini kazandırmak ve yaşamın içinde rekabet edecek şekilde onu donatmak, yetiştirmektir. Nitelikli, çalışkan ve üretken bireylerin katılımı ile mutlu, kalkınmış, güvenli ve çağdaş bir toplum yaratmaktır. Çağdaşlık insana yapılan yatırım ile doğru orantılıdır. Şirket çalışanlarının içinde taşıdığı potansiyeli, diğer bir değiş ile gerçek değerini bulmaya çalışmak ve bu değeri ortaya çıkartmayı hedeflemek şirketler esastır. Yapılması gereken, çalışanların potansiyellerinin farkına vararak, onlara güven duyarak, potansiyellerini ortaya çıkaracak fiziksel koşulları oluşturmak ve fırsatları yakalamaya ve yaratmaya çalışarak, çalışanların gerçek değerine ulaştıracak şekilde değer üretecek, fark yaratacak şekilde çalışmalarını sağlayacak şekilde düzenlemeleri gerekir. Şirket çalışanlarının gerçek potansiyelini, performansa ancak dönüşüm (transformation) yaklaşımı ve davranış biçimlerini gözeleyip iyi olanları uyarlama (adoptation) ile başarmak mümkün olur.
