20 Nisan 2015 7931 0 DİJİTAL DÖNÜŞÜM Hakan Aksungar
Bu kavramı sık sık duyar olduk.
‘Dijitalleşiyoruz!’
‘Dijital projeler yapıyoruz.’
‘Transformasyon başlattık.’
‘Müşteri merkezcil olmak için adım attık.’
‘Mobil’de şunu hayata geçirdik, şunu yapıyoruz! Sosyal medya’da da şöyleyiz’ Vs. vs.
İfade edilen Dijitalleşme gerçekten ne kadar Dijitalleşme acaba? Kimisinde sadece adı(!) Dijitalleşme, kimisinde bir transformasyona başlanmış ama zamanla farklı yollara saptırılmış, kiminde yaptık deniliyor ama ortada bir transformasyon yok. Yani işin özeti, çoğunun gerçek anlamda bir transformasyon falan yaptığı yok. Bu işi yaptık ya da yapmaya niyetlendik diyenlerin tecrübelerini, planlarını dinlediğinizde, çıktılarına baktığınızda, tüm dünyada paylaşılan vakalara, yapılan araştırmalara göz attığınızda aslında bunu yapabilmiş olanlar o kadar az ki.
Peki neden böyle?
Şimdi, şirketler bu işe ya trend diye meraktan ya da mecburen giriyorlar. Kimisi ekonomik modeller kuruyor, fayda maliyet analizi yaparak, belki de sadece bir teknoloji değişikliği ya da geliştirme projesi yapıp adına moda diye dijital transformasyon diyor. Kimisi şirket zaten elden gidiyor, ne yapsak diyip bahis oynarcasına dijital kavramını ve transformasyonu kendi içinde tecrübe ettiği ya da sağdan soldan duyduğu şeylere itibar ederek bazı kavramlara oturtup bir şeyler yapmaya çalışıyor ama gene birkaç teknoloji değişikliği projesinden başka bir şey değil. Kimisi artık öyle bir durumdaki altyapı yatırımı yapmak mecburiyetinde, yeni trend bu diyip bari yeni her şey dijital olsun diyor, kimisi de para harcamak istemiyor, geri kalmamak için sosyal medyada, Facebook, Twitter, Linkedin’de bazı denemeler yapıyor, yaptırıyor adı dijitalleşme oluyor, transformasyon oluyor.
Ya, bu iş bu kadar kolay mı gerçekten? Hayır hiç de değil. Ama o kadar ucuz. Oysa konuyu müşteri tarafından, süreç tarafından, iş modeli tarafından, dijital yetkinlikler tarafından yorumlamak gerekiyor. Stratejik varlıklarla bağdaştırmak gerekiyor. Yani iş yapma şeklini ele almak gerekiyor. Belki işi bilen, daha önce gerçek anlamda birkaç kez tecrübe etmiş birileri için en azından nasıl yapılması gerektiği kolay ama çalışanlarla hep beraber yapmak gerektiği için, onların inanması ve sürekli hedefe koşmasını sağlamak gerektiği için, çalışanların, şirketin kanına işlemesini sağlamak gerektiği için ve sonuçta bir daha geriye dönülmeyecek şekilde iş yapma şeklini değiştirebilmiş olmak için ve daha da ötesi odağında insan olan sayabileceğim başka birçok nedenden dolayı oldukça zor.
Ancak mümkün! Nasıl mı?
Tabi ki işin iki boyutunu ele alarak. Bir tarafta dijital, diğer tarafta da transformasyon(!).
Dijital yetkinlikleriniz rakiplerinize kıyasla veya müşteri ve çalışanlarınızın artan beklentilerine göre ne kadar gelişmiş durumda? Mobil, analitik, sosyal medya gibi teknolojilere ne kadar yatırım yapıyorsunuz? Teknoloji etkin iş değişiklikleri yapıyor musunuz? Şirketinizin IT yetkinlikleri ne durumda? IT ile iş birimlerinin arası nasıl? Doğru projelere ve becerilere yatırım yapıyor musunuz? Gibi sorulara cevap arayıp sonra bu cevapları bazı iş ihtiyaçları ve beklentiler ile ilişkilendirerek bir program altında projelendiren ve adına dijital transformasyon diyenler işte bu noktada yanılıyorlar. Çünkü bu işin sadece dijital boyutu. Yani ‘NE’ sorusunun cevabı. Ancak asıl atlanan soru, ‘NASIL’ sorusu. Yani başarıyı getirecek olan püf nokta ‘NASIL’ın cevabı olan transformasyon boyutu!
Yukarıdaki soruların üzerine dijital transformasyon yaptık, yapıyoruz, başlamak üzereyiz diyenlere soruyorum. Siz gerçekten bu işin liderliğini, şirketin en tepesindeki yöneticinin veya transformasyon yapılan işin en tepeyöneticisinin yaptığını hissedebiliyor musunuz? Yönetimin etkin ve yetkin çoğunluğu bu transformasyonun yapılması gerektiğine ve hatta aciliyet hissiyatıyla yapılması gerektiğine inanmış mı? Bu etkin ve yetkin çoğunluğun arasında bir birlik beraberlik hissedilebiliyor mu? Beraber bir vizyon yaratılmış mı? Bu vizyon sürekli ama her konunun içinde iletişiliyor mu? Yani beyinler daha da önemlisi ruhlar vizyonla yıkanıyor mu? Herkes engaje(engage) olmuş mu, koordinasyon iyi mi? Bu vizyonu engellemek isteyen her ne olursa olsun, gerekli dokunma, düzeltme, değişiklik, temizlik yapılıyor mu? Motivasyonu sağlamak ve koruyarak sürdürebilmek için kısa süreli hedefler, hızlı kazanımlar koyulup başarıyla sonuçlandırılabiliyor mu ? Böylece transformasyon atmosferi iyiden iyiye yaygınlaşıp iyice her noktaya, kültüre nüfuz ediyor mu? Transformasyon sonucu oluşan yeni iş yapma şekilleri damarlarınızdaki kanınıza işliyor mu? İşte en azından bu soruları düşünüp dürüstçe cevap vermenizi ve sonra karar vermenizi tavsiye ediyorum. Zaten dürüst davranmayıp öncelikle birilerini sonra da vicdanen rahatlamak için kendilerini kandıranlar, yaptıkları yatırımın karşılığını alamadıklarını, yeterince etkin, rekabetçi olamadıklarını, yeni yatırımları üstüne koymakta zorluk çektiklerini, çalışanların hayal kırıklığına uğradığını hatta hatalardan dolayı inançlarını kaybettiklerini, şirket içi veya dışında itibar problemi yaşadıklarını, dönüşüme devam edecek psikolojinin kalmadığını, birlik beraberlik içinde bir yönetim olamadıklarını, vs vs. fark edeceklerdir. Ama fark etseler de itiraf edebilecekler midir acaba? Zaten bir sebep de bulurlar muhakkak, ya piyasa dinamiklerine ya ekonomiye ya regulasyonlara ya da tüketiciye bağlarlar sonuçlarını.
Bu konu öyle bir yazıyla ya da birkaç saatte anlatılabilecek bir şey değil. Çok derine inmek gerekiyor, büyük resim, stratejik kavramlar, yetkinlikler, beceriler, yapı, roller, sorumluluklar, aşamalar, metodoloji, teknikler, araçlar, öğrenilen dersler, hangi durumda nasıl yaklaşılması gerektiği gibi konularda tekrar tekrar konuşmak gerekiyor. Özellikle de Dijital Transformasyon nasıl başarılı yapılabilir konusunu. Yoksa öyle birkaç toplantı, biraz danışmanlık desteği ve kitapta yazanlarla sonuca ulaşmak oldukça zor. Hem geçmişte müşteri tarafında transformasyon liderliği pratiği olmayan danışmanlarda hem de kitaplarda teorik bilgi çok, örnek çok, her şeye bir cevap var ancak hala fark edilmemiş ya da unutulmuş birçok soru cevapsız bırakılıyor. İşin kötüsü bu durumu transformasyon sahipleri de göremiyor. Tecrübe ettiğimiz gerçek hayatta çok fazla değişken var ve işte bu aşamada nerede yanlış yaptık, eksik yaptık diyenlere de boşlukları dolduracak, cevapsız soruları fark edip cevapların bulunmasını zorlayacak transformasyon yönetimi deneyimini aramadılar, kullanmadılar demekten başka cevabım yok.
Son olarak şunu söyleyeceğim. İş yapma şeklini, hiç ya da olması gerektiği şekilde transforme etmeyenler rekabete çok fazla dayanamayacaklardır. Bu çağda, dijital transformasyon demek teknolojiyi kullanma şeklini değiştirmek demek değildir, iş yapma şeklini değiştirmektir.
Bir başka deyişle bu konu teknoloji meselesi değildir, yönetim ve insan meselesidir!